harita üzerinde gezinmek için yön tuşlarını kullanabilirsiniz.
"tartisma rasyonel iken, politik sonuç gozetilerek tartisilmasi, gerçegin ortaya çikmasini engeller." ('escinsellik hastaliktir' basliginda dile getiren: nejdetckenobi )
https://arguman.org/escinsellik-hastaliktir
gönderen:Gerçek gizli bir yerdeymis gibi “ortaya çikan” bir sey degildir; tartisma, medya vb. pratiklerle (beraber) “kurulan" bir seydir
Her gerçek ayni degildir. Ornegin "denizin dibindeki tas” ile "ibnelik tedavisi” ayni tur “gerçekler" degillerdir (Birincisi verili bir toplumdaki kimse inanmasa da ordadir, ikincisi kimse inanmadikça yoktur, birileri inan-diril-madikça var edilemez).
gerçek doğrudan "gizli bir yerdeymiş gibi ortaya çıkan şey" olmasa da, yargının gerekçeleri insanlar tarafından bilinmemektedir. Bu onu, kendi kendine saklanmış yapmasa da, insanların gözünden kaçmış bir olgu yapar.
Gerekçelerin bilinmemesi, o yargıyı tekrar gerekçelendirmeye iter. Bu haldeyken, iddianın asıl kulvarından (onunla birinci dereceden ilgili bilim dalı gibi) çıkmak, onu konuşmaktan kaçmak gibidir. Asıl konuya bir türlü gelemezsiniz. Yararcı davranış, gerçeğin ortaya çıkmasını böyle engeller.
örneğin "eşcinsellik hastalıktır"ı bilimsel konuşmaktan kaçarsanız ve eşcinsellik bir hastalıksa, ama siz bunu sürekli toplumsal çerçevede inceliyorsanız, bilimsel yönden buna nasıl muamele edilmesi gerektiğine sıra gelmez ve ola ki hastalıksa bu hiç düzelemez, değilse de bilim insanı bunu öğrenemez
Birinci dereceden ilgili birçok bilim dali olabilir. Ornegin A "Kurtler asagi bir millettir" derse, B "bu etnolojinin alanina girer, bilemeyiz arastiralim, rasyonel olalim" diyebilir. C "bu sosyolojinin alanina girer, buna gore A fasiktir, B de onun ekmegine yag surmektedir" derse, o da rasyoneldir.
Bir yarginin gerekçesi/gerekçeleri, o yargiyi ortaya koyan kisi tarafindan sunulur, bildirilir. Gozden kaçan kisimlari tartisma içinde bir sekilde ortaya çikar. Bunun "gerçek"le kategorik bir baglantisi yoktur. Baglantisi farkli sekillerde kurulabilir; fakat bu, gerçek demek degildir.
Kamusal alandaki tarismalarda (public argumentation) kurulan gerçeklik tanimi geregi politiktir (bkz. yunanca polis, politiké, politeia), ve neredeyse daima pratik meselelere, pratige yoneliktir.
or: - "su tepedeki lokantaya gidelim mi? - orasi çok pahali." bu ornekte konusulan lokantanin "gerçekte” pahali olup olmamasi degildir, bu zaten gorelidir. Bu tartismadaki mesele -bu tur diger tartismalardaki gibi- bir pratik sonuca ulasmaktir (gerçege degil): O retorana gidecekmiyiz, gitmiycekmiyiz?
gönderen:Kamusal alandaki tartismalar teorize edilebilirler (epistemik hale getirilebilir, uzmanlik alanlarina dogru çekilebilir, soyutlanabilir, bilimsel bir hale donusebilirler).
Bu, onlardaki "hayatin” (esas meselenin) sokulup alinmasi, bu tartismalarin arindirilmasiyla (purification) olur.
Lokanta “gerçekte" pahali degil, sana oyle geliyor. Yo, objektif olarak pahali. Sence oyle ama, GSMH’ya gore... TUKODER tuketici endeksine gore... Lokantacilar birligi siniflamasina gore... vb... Bunlar tartismanin ulasmak istedigi yere (o restorana gidecek miyiz gitmeyecek miyiz), sonucuna nazaran destek olarak kullanilan kaynaklardir. Gerçegi ortaya çikarmaz, gerçegin (yemek nerede yenecek) uretilmesinde kullanirlar.
gönderen:Bu, uzmanlik ister. "Ben 15 yildir alanda çalisan bir psikologum, soyle bulgular, boyle tartismalar, soyle alt-alanlar var bakiniz" seklinde olur.
Rasyonellik tekil bir olgu degildir. Birden fazla rasyonellik biçimi ya da "tipi” uzerine çokça yazilmis çizilmistir (politik rasyonellik, bilimsel rasyonellik, muhafazakar rasyonellik, ekolojik rasyonellik, vs..)
Ayrıca, sebep değil sonuç gözeterek tartışmak, bilimsel tutumu değil, yararcı tutumu doğurur. Bu durum, gerçeğin algılanmasının, sebep-sonuç ilişkisine değil, yanlış olarak, amaç-sonuç ilişkisine bağlanmasına sebep olur. Amaca göre çarpıtmayı özgür bırakır.
Örnek: "eşcinsellik hastalık değildir çünkü bunu söylemek toplum için bir nefret söylemidir. eşcinsellik hastalık ise dahi, bunun bilimsel kabulü için toplumun rızası gerek. Oysa şu an toplumun işine gelmiyor ve bu yüzden toplum bunu nefret söylemi olarak etiketlemiş. Bunun bilimsel dayanaklarını ortaya çıkarmak için bile etiketin kalkmasını beklemek zorundasın.". İşte sebepler çıkarılıp yerine amaçlar konulduğunda ortaya çıkan yararcılık, konuyu bu denli erteletir. Halbuki "eşcinsellik hastalıktır demek nefret söylemidir" bile öncesinde eşcinselliğin hastalık olmadığı kabulüne dayanır.
gönderen:Argumanorgdaki tartismalar kamusaldir; hem bilimsel hem politik yonleri vardir. Bilimsel ve politik yonler (epistemik ve pratik kaygilar) birbirini distalamaz, tamamlar. Or: sadece epistemik bir arguman sundugunu iddia etmek politik bir tavirdir. Buna isaret etmek bizi dogrudan yararciliga goturmez.
pratik ve politik kaygılar, eğer argüman temelde politik değilse, ikincil olarak ele alınması gereken yollardır.
Bu konular ele alınmadan önce varsa argümanın bulunduğu bilimsel tabandaki çatışmalar giderilmelidir. Çünkü politik ve pratik kaygılar, topluma özneldir.
Çünkü pratik kaygılar uygulanabilirliği, politik kaygılar ise toplumsal bütünlüğü gözetir. Bunlar toplumun, bilimsel gerçeğin sert bir tokat olduğu durumlarda, toplumu etkilemesini engelleyici yan önlemlerdir ve toplumdan topluma değişirler.
Bu, karmasik bir iliskiler butunune tek yandan bakmak olabilir. "Sert bir tokat" olan bilimsel gerçegi (bir) topluma sunanlarin da pratik kaygilari vardir. Hatta, ozellikle son 40 yilda, pratik- politik-ekonomik vs. kazançlarla motive olmamis bir (tekno-)bilimsel bulus oldugunu soylemek zordur.
Gunumuzde bilim bir çok konuda kendisinden beklenen tartismalari "baglayici" islevini gorememektedir. Bu duruma "post-normal science", halk arasinda "herkesin kendine gore bilimi (uzmani) olmasi" diyebiliriz. Bu yuzden (bilimsel) bir argumanin (bile) pratik neticelerine/çikarimlarina bakiyoruz.
Pragmatizmi uçe ayirmak iyi olur. Politik pragmatizm (yararcilik) konusunda hakli olabilirsiniz. Ancak felsefi pragmatizm ve argumantatif pragmatizmi (pragmatik) degerlendirmek farkli bir is. Pragmatik (sintaks, semantik gibi bir analiz seviyesi) yararcilikla sinirlanabilecek bir alan degildir.