Toplumun ıslahi için yöneticilerin dindar insanlar olması mutlaka gereklidir.
harita üzerinde gezinmek için yön tuşlarını kullanabilirsiniz.
Dindar olmayan insanın kendi hayatında yeterli tertibe ve o hayatı düzenleyecek kurallara sahip olmadığından bir toplumu yönetecek yeteneğe ve kabiliyete asla sahip değildir.
dindar olmayan ve hayatını tertibe sokacak kuralları olmayan birkaç insandan yola çıkarak, bütün dindar olmayan insanlar hayatlarını tertibe sokamazlar, toplumu yönetemezler demek genelleştirme safsatasıdır. Dolayısıyla bu önerme geçersizdir.
Bir halkın kendi hayatlarında örnek alacak ve prensiplerini tatbik edebilecekleri bir yöneticiye sahip olması, o toplumun gelişmesi ve yükselmesi için olmazsa olmazdır.
bir toplumun gelişmesi ve yükselmesi için tek koşul örnek alabilecekleri bir kişinin yönetici olması değildir.
toplumun gelişmesi için eğitim, sağlık, düzgün bir demokrasi gibi unsurların da bulunması gereklidir. Kaldı ki örnek alınacak kişinin gerçekten toplumu ileri götüreceğinden emin olamayız.
Yöneticinin örnek alınabilirliği veya prensiplerinin tatbik edilebilirliği ile dindarlığı arasında bir bağlantı yoktur.
Dindar olmayan insanın ise hayatı etraflı ve bütüncül bir şekilde prensiplerle düzenlemesi söz konusu değildir, dindar olmamak zaten keyfiyetin kabulüdür.
Dindarlık nedir? Herkesin kendine göre bir dindarlık ölçütü vardır. Eğer dindarlıktan kasıt Allah'ın dindarlık ölçütlerine (laiklik, adalet, eşitlik, para yememe, evrensel etik ilkelerine uyum) uygunluksa bu doğrudur. Namaz kılmak ise doğru değildir. Namaz kılanların neler yaptıklarını görüyoruz.
Kur'an
gönderen:İslam dini özünde ıslah etmekten değil hidayet etmekten yanadır. Buna göre yöneticiler dindar olacaksa bile bu ıslah etmek için değil hidayet etmesi için olmalıdır.
Yöneticilerin toplumu ıslah etmek biri görev veya sorumluluğu yoktur. Aksine insanları kendi inandıkları davalar için ıslah etmeye çalışmaları baskıyı doğuracaktır.