> Kötülüğü yaratan Allah değildir. Kötülüğü yaratan o değildir; ama yarattığı insanın kötü olduğunu/kötülük yapacağını bildiği halde, o insanı yaratan, bu yüzden kötülük yapılmasının önünü açan Tanrı'dır. Aynı şeyleri daha önce de yazdım; ve sürekli tekrarlıyorum. :)
Öncelikle; Tanrı'nın tek başına hoşnut olmaması ve tanınmak istemesi demek, yarattıklarına **ihtiyaç** duyması anlamına gelir. Tatmin olmak (benliğini tatmin etmek) uğruna kötülüğe izin veren (kötüleri bile bile yaratan) bir Tanrı ise, kötüdür.
> Çünkü tanımları(iyi veya kötü) değiştirebilme lüksüne sahiptir. Euthyphron İkilemi: "*Ahlaki davranışlar Tanrı tarafından emredildiği için mi ahlakidir, yoksa ahlaki olduğu için mi Tanrı tarafından emredilmiştir?*" Elbette 1.sine inanıyorsanız dediğiniz mantıklı; ancak ben 2.sinden yanayım.
Cumhuriyetlerde, ülke tüm yurttaşlara aittir; ancak belli bir süre için yönetime seçilen insanlar, kendi çıkarları uğruna, güçlerini *kötüye* kullanırlar. Monarşide ise ülke, bir kişinin malıdır; ve her mülk sahibi gibi o da, kendisinin (ve tabii mülkünün) çıkarları için uğraşır.
**Eğer Tanrı her şeyi biliyor ise**, *kötü* insanların kötülük yapacağını da biliyordu; ancak yine de onları yarattı. Böylece kötülük yapılmasına olanak sağladı ve daha sonra bu insanları cezalandırdı. Oysa ki yaratmasaydı; ne kötülük olacak, ne de herhangi bir kimse ceza çekecekti.
Zaten böyle bir amacı ya da iddiası da yoktur: > The HTTPS protocol, though it is not yet flawless, is a vast improvement on all of these fronts, and we need to move to a future where every website is HTTPS by default.
Ateizm "*kendimden başka* hiçbir ilah yok" demez, tüm metafizik inançları reddeder ve bu varlıkların var olmadığını savunur. Tanrı'nın kendi kendini reddetmesi ise saçmadır.