kapitalist firmalar için insanlar tükettikleri kadar değerlidir.
ancak burada 'temas'tan kasıt kimyasal tepkimelerdir.
hidrojenin oksijenle teması, hayata olanak sağlayan bir bileşiğin oluşmasına sebebiyet verir.
insanın mekanı değiştirme gücü vardır.
el-harezmi var olmadan önce 0 vardır.
cama vurmaya devam ettikçe cam içinde mikron boyutlarda çatlamalara yol açarsınız. bunu gözle göremiyor olmamız, 100 vuruş boyunca kırılmayan camın 101.'de kırılması şeklinde yorumlanamaz.
bahsedilen cam örneği mühendislikte fatigue (yorulma) olarak adlandırılıp, 'insanın defalarca aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar beklemesi' benzetmesini karşılamamaktadır.
bitirmek ve sürdürülebilirlik kavramlarının çeliştiği çok sayıda 'bitirilmiş' şeye örnek verilebilir.
sonsuz tane rasyonel sayı olması karşımıza somut bir engel olarak çıkabiliyorsa, biz de sonsuz tane sayıyı aşıp 1'e ulaşabiliriz.
problemi sizden çok daha çabuk çözecek biri mutlaka vardır. ''yeterince süreye sahip tek bir akl''ın problemi çözmeye uğraşmasındansa, problemi çabukça çözecek kişinin tercih edilmesi daha olasıdır.
belli bir alanda faaliyet gösteren bir firmanın gerekli gereksiz birçok patent başvurusu yaptığı da gerçektir ve bu "tüm fikirlerin sahibi" olarak kendisine rakip istemediği şeklinde de yorumlanabilir.
patent araştırması yaparsanız görürsünüz ki, birbirine çok çok benzeyen iki ürünün bile ufacık farklılıklardan dolayı ayrı patentleri olabiliyor. yani "kendi" teknolojin için patent alamaman pek söz konusu değil. bir şey üretirken patente takılmak zaten senin yenilik yapmıyor olduğunu gösterir.
Fikri mülkiyet basit tanımıyla kişinin fikrini korur. Rekabetin üst düzeyde olduğu sanayi sektöründe fikri mülkiyetin olmaması, güçlü olanın güçsüzü kolaylıkla sindirmesi anlamına gelir. Tabi ki fikri mulkiyet bir koruma kalkani olamaz anca kişi bu sayede güçlüler arasında kendine bir yer bulabilir.
İhtimaller aptalca olmaz. Gerçekleşme olasılıkları çok olabilir veya az olabilir.
matematik her zaman soyut değildir. aritmetik işlemler somutlaştırılabilir ve sonuçları da somut şekilde gözlenebilir.
örneğin 1 metreküplük kutuya 0 metreküplük cisimlerden yalnızca 1 tane sığacağını söylemiş olursunuz ki anaokulu çocuklarından matematik profesörlerine kadar herkes size güler.
bölme işlemi pay'daki sayının içinde kaç tane payda'daki sayıdan olduğunu söyler. örneğin 6/2=3; 6nın içinde 3 tane 2 vardır. 1/0 durumunda ise, 0'ın skaler olarak büyüklüğü 0'dır. yani 1'in içinde kaç tane sıfır var derseniz hiçbir sayı bunu cevaplayacak kadar büyük değildir. kaldı ki 1/0=1 olsun.
bu argümanı çürütmek için çok karmaşık düşünmeye gerek yoktur.