Organ bağışının zorunlu olması kişinin kendi bedeni üzerindeki mülkiyet hakkına zarar veren bir biyopolitikadır; organ bağışı hakkında yapılabileceklerin en fazlası hayat kurtarmanın önemi üzerinden etik olarak teşvik edilmesidir.
Zengin içerikli tanıtımlarla teşvik edilmeli.
Dünya sağ ve sol olaylarının etrafında dönmemektedir ve üniversitedeki demokratik bir seçim süreci öğrencilere bunu daha iyi anlama fırsatı verebilir. Politik olmanın sağcı ya da solcu olmak anlamına gelmediğini, sağcı ya da solcu olmayan birinin de okulunda söz sahibi olabildiğini gösterebilir.
Bu durum demokratik işleyişi örseler ve demokratik işleyiş örselendiğinde rektörü üniversite mensuplarının seçmesi talebi da tehlikeye girer. Üstelik adil değildir; okulunu daha kaydolmadan önce her detayıyla tanıyan öğrenci de vardır mezun olana kadar çoğu şeyden bihaber olan öğrenci de.
Bazı işler bazı spesifik yetiler ve yoğun istek gerektirebilir. Müzisyenliğin iyi bir duyum ve cerrahlığın el becerisi ya da doğrudan el gerektirmesi gibi. Ayrıca iki iş de ancak yoğun bir istekle sağlanabilecek emek ve konsantrasyon ister.
Buraya bakarlar yazısı halen her yerde okunabildiğine göre kimse o levhalara reklam vermemektedir; afişler işlevsizdir.
Cehaletin hangi konuda olduğu belirtilmedikçe kitap okuyan ve okumayan herkesin cahil olduğu söylenebilir. Üstelik bilgi edinmenin tek yolu kitap okumak değildir. Bu argüman yazı öncesi tüm uygarlığı cahil kılar; deneyimle öğrenmeyi yok sayar.
Vicdani reddin yasal olmadığı bir düzen devletin insanları köleliğe zorladığı bir düzendir; devlet kişileri aylarca zorla alıkoymakta ve emirlerini yerine getirmeyenleri öldürmektedir. Köleliğe izin vermeyen bir anayasanın zorunlu askerliğe de izin vermemesi gerekir.
Sanal gerçeklik bir gerçekliktir. Bilgisayar ve bilgisayarın başında oturan kişi genel gerçek ön kabulleri doğrultusunda gerçektir. Kimse hayatının varlığını diğer insanlarla ya da mekanlarla tanımlamak zorunda değildir. Roman okumanın intihar olmadığı gibi sanal gerçeklik de intihar değildir.
Fotoğraf sadece görüntü kaydeder; oysa ki an görüntüden ibaret değildir.
Ancak insanların yaşamlarını sürdürme temel hakkına sahip olmaları türlerinden değil hissedebilirliklerinden, yani yaşamlarının farkında ve yaşamaktan çıkar sahibi olmalarından kaynaklanır. Dolayısıyla aynı hakka tüm hissedebilir varlıklar sahiptir.
Bu ulus devleti meşrulaştırmaz ve kurulacak Kürt devletinin kendi içindeki azınlıklara adil davranacağını garantilemez. Ulus devletin ve yapay bir ayrım olan milliyetin kendisi sorundur. Bu sorunu bir Kürt devletinin kurulmaması çözmeyecektir; fakat kurulması da çözümün lehine işlemeyecektir.
Uluslara ayrılmış ve uluslar üzerinden devletler kurmuş bir dünya düzeninde kendi devletlerini kur(a)mayan uluslar diğerleri tarafından ezilmeye açık bir konumdadır.
İnsan çokeşliliği üreme rolü üzerinden tanımlansa dahi -ki tanımlanamaz, çünkü sadece biyolojiyle açıklanamaz- cinsiyete atfedilebilecek bir nitelik değildir. Penis ya da am sahibi olmanın cinsiyetle ilgisi yoktur, toplumsal cinsiyet performansı atama ve uygulamaları bu gerçeği değiştirmez.
Cinsiyetçi düşünce biçimi değişmediği sürece herkes asker olsa bile askerlik cinsiyetçiliği sürdüren bir kurum olacaktır. Örneğin Kobane direnişinde birlikler yine kadın (YPJ) ve erkek (YPG) olarak ayrılmıştır. Bu ayrımda fiziksel ve zihinsel beceriler değil alakasız olarak cinsiyet esas alınmıştır.
Güçlülük ve üstünlük kavramlarının birbiriyle yakın ilişkide olduğu kurgusu askerliğin içerdiği cinsiyetçilikten daha farklı bir toplumsal sorundur.
Biyolojik olarak kadınlıkla özdeşleştirilen bireylere atfedilmiş bir 'güçsüzlük' nitelemesi vardır ve askerlik bu bakımdan da ikili cinsiyet algısını ve bunlardan birinin diğerinden üstün olduğu fikrini desteklemektedir.