Üniversite eğitiminde sınavlar kaldırılmalıdır.
Yaratıcılığı köreltmektedir.
bu durumda kişilerin bilimsel yeterlilikte olup olmadıkları nasıl ölçülecektir?
bilimsel yeterliliği ezber ile değil mantık ile ölçmek için yeni bir sınav şekli hazırlanabilir. Öğrenciler kitap açabilmeli veya formülleri ezberlemek zorunda kalmamalı ama sınavdaki soruyu beynini çalıştırarak çözmeli.
(kesinlikle katılıyorum) Zeka kullanma yeteneği ezbercilikle değilde araştırmacı ve üretkencilikle geliştirilir. Üniversitelerdeki bir çok hoca ezber mantığı gütmekte bu ne kadar doğru? Öğrencinin bir problemle baş etme ve çözme metotlarını geliştirmesi ne yönelik olmalı sınavlar...
öncelikle yerine daha belirleyici bir ölçme sistemi tasarlanmalıdır.
Belirleme veya ölçme sistemi o kadar önemli bir şey değildir. Önemli olan bireyin bir üniversite bölümünü okumak istemesi veya istememesidir. Birey istediği bölümü okuyabilmelidir. Bu da ancak özel okulların artmasıyla sağlanabilir.
Kişi okumak istediği bölümde için yeterli değilse okuyamamalıdır.
bireyin 4 sene boyunca bir bölümde okuyup hiç bir şey öğrenmemiş olmadan mezun olması hem zaman hem emek kaybıdır, bu yüzden bir şeyler öğrendiğinden emin olmak için ölçme sistemi gereklidir.
yalnızca özel okulların maddiyat yönü göz önünde bulundurulursa bunun pek iyi bir fikir olmadığını görürüz, ancak ne zaman ki üniversitelerde "hoca egosu" kalkar "öğrenci başarısı" ( ki buda ülke başarısına büyük oranda etki eder) gelirse işte o zaman öğrenmeye dayalı sistem gereğini yapmış olur...
Konuya duyulan ilgiyi "hmm şurası çok sıkıcı ama ne olur ne olmaz, ezberlemeye çalışayım" gibi düşünceler yaratarak, azaltmaktadır.
Yazılı ve test sınavlar kaldırılmalıdır. Performansa dayalı, gerçek dünya sorunlarıyla gerçekleştirilen ölçme bireyi meslek hayatına da hazırlar. Bu yol tercih edilebilir.
universite egitiminin amaci gercek yasam problemlerine karsi ogrencileri hazirlamaktan cok bilim teorisi uzerine olabilir. (hatta olmasi gereken budur?)
Üniversiteyi kazanmış kişilerden bilim teorisinden ziyade gerçek yaşam problemlerini kendi zihinsel çerçevelerinde çözüp bunu 'uygulamaya' koyması beklenir. Bilim teorisi boyutu ise 'analitik düşünme' becerilerini gerektirdiği için master ve doktora seviyelerinde önem kazanmaktadır.
Bloom's Taxonomy: http://www.learningtech.co.nz/wp-content/uploads/2014/10/blooms_taxonomy.jpg
gönderen:Teorik derslerin oldugu bolumlerde, daha cok tez ve düşüncenin voralan bilgiyle harmanlanip kullanildigi, pratige agirlik veren bolumlerde ise projeler uzerinden aktif bir derecelendirme sistemiyle puanlandigi universiteler gelecege ve insanliga daha yararli olacaktir.
Gecme notunun verilecegi herhangi bir uygulama er yada gec ayni rahatsizligi verecektir.
Üniversiteler asıl amacı olan akademik çalışmalara dönüş yapmalı ve şuanki görüş olan meslek edinme kurumu kimliğinden kurtulmalıdır. Meslek edinmek için meslek okulları açılmalı ve üniversiteye sadece amacına uygun kişiler gelmelidir. Sistem bilimsel yönteme uygun tasarlandığına sorun kalmayacaktır
Sınavdan ziyade geçme-kalma, sistemi tıkamaktadır. Atılmanın ve harcın olmadığı bir ortamda dersten kalkmakta olmamalı. Kişiler aldığı nota göre değerlendirilmeli, öğrenci notu yetersiz ise kendi isteği ile ikinci defa parası ile dersi almalıdır. Diploma notu her türlü atamada kullanılmalıdır.
Eğitim sisteminin hiç bir aşamasında sınav olmamalıdır. Finlandiya eğitim sisteminde olduğu gibi bireyselleştirilmiş bir eğitim sistemi ile öğrencilerin kapasitesi takip edilebilir
